Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, TBMM Genel Kurulu’nda 2025 Merkezi İdare Bütçe ve 2023 Kesin Hesap görüşmelerinde konuştu.
Suriye Ulusal Ordusunun, Tel-Rıfat, El-Bâb’ın güneyi ve Menbiç çizgisinde muvaffakiyetle icra ettiği operasyonlar sonucunda, terör örgütü bu bölgelerden geri çekilmek zorunda kaldığını belirten Güler, “Bir defa daha vurgulamak isterim ki; PKK/YPG terör örgütünün alandaki istikrarsızlıktan faydalanmasına asla müsaade vermeyeceğiz. Tıpkı halde Suriye’deki siyasi geçişin; inançlı, problemsiz ve mevcut sorunları çözecek biçimde olması için etkin uğraşlarımızı ve girişimlerimizi sürdüreceğiz. Şu konuya da bilhassa dikkat çekmek gerekirse, bugün tarihi bir periyodun ayak seslerini daha net duymaya başlıyoruz. Artık, alandaki tüm ögeler ve taraflar, kesin sonucun ve tahlilin Türkiye’nin isteğinden geçtiğini idrak etmiştir” diye konuştu.
Güler, Ege ve Doğu Akdeniz’deki faaliyetler konusunda Türkiye’nin bölgedeki hak ve menfaatlerinin en yüksek seviyede korunduğunu belirtti. Yunanistan ile yıllardır süregelen meselelerin olduğunu kaydeden Güler, “Bu meseleleri çözmek için barışçıl bir tavır sergilemekte, Ege Denizi’nin bir dostluk ve barış denizi olması için ağır gayret göstermekteyiz. Son periyotta Sayın Cumhurbaşkanı’mız ile Yunanistan Başbakanı’nın uğraşlarıyla tesis edilen alakalar çerçevesinde, iki ülke ortasındaki gerginlik büyük ölçüde azalmış ve karşılıklı inanç artırıcı tedbirler kapsamında diyalog süreci tekrar başlamıştır.” diye konuştu.
MAVİ VATAN KARARLILIĞIMIZI LİSANA GETİRİYORUZ
Bakan Güler, “Mavi ve Gök Vatanımız’daki hakkımızı ve hukukumuzu müdafaa kararlılığımızı her fırsatta lisana getiriyoruz. Öbür yandan, Doğu Akdeniz’de tek yürek olduğumuz kardeş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne her türlü dayanağı veriyor; soydaşlarımızın haklarını tüm platformlarda en güçlü biçimde savunuyoruz. Bu yıl 50. yıldönümüne ulaşmanın gururunu yaşadığımız Kıbrıs Barış Harekatı’mızı, görkemli etkinliklerle kutlayarak bu takviyemizi en açık biçimde ortaya koyduk. Kıbrıs Türkü’nün hâkim eşitlikleri ile eşit memleketler arası statülerinin kabulü bizim için olmazsa olmazdır. Bundan sonra da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması başta olmak üzere Kıbrıs sorununun adil tahlili için uğraş göstermeye devam edeceğiz” tabirlerini kullandı.
Güler, Libya’nın güvenliği, huzuru ve istikrarı için ellerinden geleni yaptıklarını söyleyerek, “İkili muahedeler çerçevesinde Libya ordusuna askeri eğitim, yardım ve danışmanlık dayanağı veriyoruz. Nitekim Türkiye-Libya iş birliği sayesinde alanda huzur tesis edilmiş ve siyasi sürecin önü açılmıştır. En son, Libya’da kalıcı barış ve istikrar ortamının oluşması için atılabilecek kapsamlı adımları istişare etmek üzere Libya’dan gelen ve iki tarafın da temsilcilerinden oluşan ‘5+5 Ortak Askeri Komisyonu’nu’, Bakanlığımızda ağırladık. Doğu ve Batı ortasında müşterek uğraşların geliştirilmesi konusunda fikir alışverişinde bulunduğumuz görüşmelerde, bu sürece her türlü dayanağı vereceğimizi vurguladık” biçiminde konuştu.
Somali Etiyopya ortasında tarihi bir uzlaşmaya mesken sahipliği yaptıklarını kaydederek, “Bölgenin güvenliği, huzuru ve refahına katkı sağlayacak bu iş birliği mutabakatı, sıcak çatışmaya dönme riski olan ihtilafın tahlilinde, ülkemizin üstlendiği yapan, faal ve başarılı rolü açıkça ortaya koyarken, Türkiye’ye olan itimadın de açık bir yansımasıdır” diye konuştu.
NATO’DA YENİ GÖREV
NATO’da aktif bir rol oynadıklarrını belirten Bakan Güler, “Balkanlar’daki en büyük NATO misyonu olan NATO Kosova Gücü’ne (KFOR) komuta etme sorumluluğunu bir yıl boyunca muvaffakiyetle ifa ettik. Misyonumuzu 11 Ekim’de İtalya’ya devrederken, 18 Ekim’de KFOR’un Kumandan Yardımcılığını bir yıl mühletle devraldık. Akdeniz Misyon Kuvveti Komutanlığını, 1 Temmuz’dan itibaren bir yıl mühletle, Karadeniz Vazife Kuvveti Komutanlığını ise 4 yıllığına üstlenirken; 3 Aralık’tan itibaren NATO Daimi Deniz Misyon Grubu-2’nin komutasını 6 ay mühletle devraldık. NATO Daimi Mayın Karşı Önlemleri Vazife Grubu-2’nin komutasını da 16 Aralık’tan itibaren 6 aylığına yürüteceğiz” sözlerini kullandı.
ULUSLARARASI TOPLULUK İSRAİL’İN HAREKETLERİNE SESSİZ KALMAMALIDIR
Ortadoğu’yu yakından takip ettiklerini kaydeden Güler, “Maalesef bir yılı aşkın müddettir, İsrail’in Gazze’de uyguladığı devlet terörü ve milletlerarası hukuku hiçe sayan hareketleri devam etmektedir. İsrail’in saldırganlığının bölgeye yayılma tehlikesi, Lübnan’da da kendini göstermiştir. İsrail, artık de yeni fırsatçılık yaparak Suriye’deki hücumlarıyla bölgede yeni bir istikrarsızlık oluşturmaktadır. İsrail’in bu teşebbüsleri, işgalci zihniyetinin en açık yansımasıdır. Milletlerarası topluluk, Suriye’de kıymetli bir fırsat penceresinin açıldığı bu tarihi sürece takviye vermeli ve İsrail’in aksiyonlarına sessiz kalmamalıdır. Türkiye olarak Suriye’nin, Lübnan’ın ve Filistin’in toprak bütünlüğünü kararlılıkla destekliyor, en başta Gazze’deki insanlık utancının bir an evvel bitmesi ve bölgede kalıcı ateşkesin ilan edilmesi gerektiğini vurguluyoruz. Bu süreçte Türkiye olarak Gazze’ye ve Lübnan’a gerekli yardımları ulaştırırken, bölgedeki gelişmeler çerçevesinde savunma ve güvenlik politikalarımızı tespit ediyor, gerekli tüm önlemleri alıyoruz” dedi.