ABD Başsavcısı Merrick Garland, Cumhuriyetçi eski Lider Donald Trump ve Demokrat halefi Lider Joe Biden tarafından zımnî kayıtların ele alınmasını bağımsız olarak araştırmak için iki farklı özel savcı atadı.
Bir savaş hataları savcısı olan Jack Smith, Trump’ın yahut ortaklarının, 2021’de misyondan ayrıldıktan sonra Florida’daki mülkünde zımnî kayıtları uygunsuz bir biçimde tutup tutmadığını araştırıyor.
Garland, Biden’ın lider yardımcısı olduğu periyottan kapalı kayıtların kaldırılmasını ve saklanmasını ve bunların meskeninde ve bir niyet kuruluşundaki ofisinde bulunmasını araştırmak için Maryland için Trump periyodu eski ABD Savcısı Robert Hu’yı atadı.
Biden, bâtın bilgiler olduğunu öğrendiğinde şaşırdığını söylerken Trump, ispat sunmadan, kayıtların kapalılığını kaldırdığını söyledi. Zımnî evraklar, Biden’ın 2009’dan 2017’ye kadar Lider Barack Obama’nın lider yardımcısı olduğu, Trump’ın 2017’den 2021’e kadar lider olduğu vakte dayanıyor.
İKİ SORUŞTURMA ORTASINDAKİ FARK NE?
Hukuk uzmanları, iki dava ortasında keskin zıtlıklar olduğunu söylüyor. Trump’ın durumunda, Ulusal Arşiv yetkilileri, Trump’ın misyondan ayrılmasından sonra bir yıldan fazla bir müddet, tuttuğu tüm kayıtları geri almak için çalıştı fakat başarılı olamadı.
Trump nihayet Ocak 2022’de 15 kutu belgeyi iade ettiğinde, Arşiv yetkilileri kapalı dokümanlar içerdiklerini tespit etti.. Husus, geçtiğimiz Mayıs ayında tüm kapalı kayıtların iadesini isteyen büyük heyet celbi yayınlayan Adalet Bakanlığı’na havale edildi. Müfettişler daha sonra avukatlarının daha fazla doküman teslim ettiği ve binada daha fazla evrak olmadığını argüman ettiği Trump’ın meskeninde arama yaptı.
Mar-a-Lago mülkünden gelen nezaret imgeleri de dahil olmak üzere FBI tarafından toplanan ek deliller, casusların mümkün engelleme kaygıları ortasında 8 Ağustos’ta bir arama buyruğu çıkarmak için mahkeme onayı almalarını istedi. FBI, yaklaşık 100’ü zımnî olarak işaretlenmiş 13.000 doküman daha ele geçirdi.
Biden’ın davasında Garland, liderin avukatlarının Kasım ayında Arşivlere ve Adalet Bakanlığı’na, o ayın başlarında Washington DC’deki Penn Biden Center niyet kuruluşundaki bir dolabın içinde bir düzineden az zımnî evrak bulduklarını bildirdiklerini söyledi. Avukatlar, Biden’ın Wilmington ve Rehoboth Beach, Delaware’deki konutlarında ek aramalar yapmaya devam etti ve burada hem Aralık ayında hem de bu ay daha fazla doküman buldu. Hepsi yetkililere teslim edildi.
İKİ BAŞKANI BEKLEYEN SONUÇ NE?
Amerikan maddelerine nazaran yalnızca zımnî kayıtların saklanması ve kaldırılması kasıtlı ise hatadır. Savcılar tipik olarak saklı kayıtların kazara tutulmasıyla ilgili suçlamaları takip etmezler, lakin adaletin mümkün engellendiğine dair ispatlar varsa, bu işleri değiştirebilir.
Bu nedenle hukuk uzmanları, Trump’ın Biden’dan çok daha fazla yasal tehlikeyle karşı karşıya olduğunu söylüyor. Bugüne kadar, Adalet Bakanlığı tarafından Biden’ın kayıtları bilerek sakladığı yahut hükümete iade etmeyi reddettiği istikametinde bir teklif gelmedi. Ayrıyeten, lider olarak Biden’ın kovuşturma ile karşı karşıya kalması yasal olarak mümkün değil.
Adalet Bakanlığı, görevdeki bir başkanın suçlanamayacağı istikametindeki uzun müddettir devam eden siyasetini değiştirmedi. Tıpkı siyaset, Trump’ın lider olduğu ve o zamanki Özel Danışman Robert Mueller tarafından soruşturulduğu sırada izole edilmesine yardımcı oldu. Bu durumda, Mueller, bakanlığın siyaseti nedeniyle Trump’ın Rusya ile Trump’ın 2016 seçim kampanyası ortasındaki muhtemel bağlara ait soruşturmasını engelleyip engellemediğini belirlemeyi reddetmişti.